Aile, insan yaşamında en temel ve vazgeçilmez bağlardan biridir. Çocuklarımızı sevgiyle büyütmek, onlara verdiğimiz değerin ve özenin bir yansımasıdır. Eğer Allah bize ömür verirse, sevginin tohumu gibi büyüyen çocuklarımızın gelecekteki rollerini hayal etmek ne denli güzel olurdu.
Sıklıkla duyarız ki “Elma ağacı meyvesinden tanınır.” Anne ve babamızın nasıl bir çocukluk yaşadığını bilemeyiz, fakat onların yetiştiği aile ortamının sevgi ve özen içermesi, onların şimdiki hallerini anlamamıza yardımcı olabilir. Sevgi eksikliği veya acımasız yetiştirme tarzı, çocukların karakterlerini derinden etkileyebilir. Bu nedenle, kendi çocuklarımızı şu anda sevgiyle yetiştirmek büyük bir önem taşır.
Çünkü çocuklar, gördüklerini kendi yaşamlarına taşırlar. Sevgi dolu bir ev ortamında büyüyen bireyler, kendilerine olan güvenlerini kazanır ve çevrelerine de sevgi yayabilirler. İçten gelen bir sevgi, sadece insanlara değil, aynı zamanda doğaya, hayvanlara ve tüm canlılara da yönelir. Bu olumlu tohumları ekmek, kendi evlerimizde saygı ve sevgi kültürünün oluşmasına katkıda bulunur.
Özellikle çocuklarımızın yanında, sevgi ve saygıyı daha fazla göstermeliyiz. Aile kavramının derin anlamını onlara aktarmalıyız: Büyüklerimize saygı, akrabalarımızla sıcak ilişkiler, anneanne, babaanne, dede gibi unvanların taşıdığı değeri anlamalarını sağlamalıyız. Bu sayede, aile bağlarının ve toplumsal ilişkilerin kıymetini öğrenirler.
Unutmamalıyız ki bugün yetiştirdiğimiz çocuklar, yarının toplumunu şekillendirecek olan bireylerdir. Onları doğru değerlerle donatmak, toplumun geleceği için büyük bir sorumluluktur. Ancak bu görevi yerine getirebilmek, ancak kendi davranışlarımızla mümkündür. İyi bir ebeveyn olmak için, öncelikle kendimizi geliştirmeli, eksik yönlerimizi düzeltmeliyiz.
Kendimize saygı, ahlaki değerler, hoşgörü ve sevgi gibi unsurlar, çocuklarımıza örnek olmamız gereken değerlerdir. Unutmayalım ki, çocuklarımız sadece söylediklerimize değil, yaptıklarımıza da odaklanırlar. Onları anlamaya çalışmak ve onlara rehberlik etmek, mutlu bir aile ortamı oluşturmanın anahtarıdır.
Sonuç olarak, aile yaşamı insan hayatının en kıymetli parçalarından birini oluşturur. Sevgi dolu bir aile ortamı, çocukların karakter gelişimini olumlu yönde etkiler. Bu nedenle, çocuklarımıza sevgiyle yaklaşarak, onlara doğru değerleri aktarmalı ve onları anlamaya çalışmalıyız. Unutmayalım ki, bugünkü çocuklar yarının toplumunu şekillendirecek olan bireylerdir ve onları sevgi ve özenle yetiştirmek, toplumun geleceğini inşa etmek anlamına gelir.”
Yazan: Eda Yeşilbaş
Bir yanıt yazın