Hayatta her bireyin düşünceleri, duruşları ve yaklaşımları bir spektrum üzerinde yer alır. Benim düşünce yapım uç noktalarda yer alıyor gibi görünse de aslında bu uç noktanın bir diğer ucunda yer alan cemaatlerin katı bakış açılarından çok daha farklı, esnek ve sorgulayıcı bir zihin yapısına sahibim. Fikirlerimi değerlendirirken, bağnaz bir düşünceye sahip olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Benim dünyam sabit bir noktaya çivilenmiş bir fikir yapısıyla sınırlı değil; tam tersine sürekli araştıran, öğrenen ve öğrendikçe bilgilerini güncelleyen bir bireyim.
Bu esnek yaklaşım yalnızca düşünce yapımla sınırlı değil; izlediğim filmlerden dinlediğim müziklere kadar her alanda kendini gösteriyor. Sabit fikirli, muhafazakâr bir insan olmanın aksine, her zaman yeniliklere açık, geleceği düşünen ve lider bir zihniyete sahibim. Hayatım boyunca bir koyunu takip edip onunla birlikte uçurumdan atlamaktansa, kendi yolumu çizip, yöneten tarafta olmayı tercih ettim. Bu yaklaşım, benim için daima okuma, gelişme ve sorgulama ile mümkün oldu.
Bilgilerim ve ufkum geliştikçe, çevremdeki bazı yanlışlara sessiz kalmak benim için zorlaşıyor. Sürekli eleştiren bir yapıya sahip olmam belki bazı insanları rahatsız ediyor, ancak bu eleştirilerimde yalnızca başkalarına odaklanmıyorum. Kendi davranışlarımı da sık sık sorguluyor, hatalarımı düzeltmek için çabalıyorum. Uç fikirli olmanın getirebileceği sorunların farkında olduğum için, bu tür bir düşünce yapısına sahip olan insanlara karşı her zaman mesafeli oldum.
Aile yapımda, özellikle bazıları hariç, uç fikirli ve aşırı muhafazakâr bir kişiliğin olmaması da bu mesafeyi korumamı kolaylaştırdı. Bu noktada, seni de tanıdıkça fark ettim ki, benim düşünce tarzım ve sorgulayıcı yaklaşımım sana daha yakın ve anlamlı gelmeye başladı. Benden önce, uç fikirli insanlarla uyum sağlama ihtimalin vardı belki, ancak beni tanıdıktan sonra onlarla olan bağının giderek zayıfladığını, hatta onların düşüncelerinin ve davranışlarının seni rahatsız etmeye başladığını gözlemledim. Çünkü sorgulamaya başladın. Çocukken sana öğretilen kalıplaşmış dikta düşünceleri artık umursamıyorsun; onları sorguluyorsun. Üstelik, çocuklarına da sana dayatılanları dayatmıyor, onlara daha özgür bir birey olma yolunda rehberlik ediyorsun.
Ben, öğrendikçe her zaman kendimi “işini öğrenmeye çalışan azimli bir çırak” olarak gördüm. Bu sayede öğrenmeye açık bir zihinle ilerledim. Çünkü “ben biliyorum” dediğin an, başkalarından öğrenme kapılarını kapatırsın. Biz de çocuklarımıza bu yaklaşımla rehberlik edeceğiz. Onlara doğruyu, dürüstlüğü, hak yememeyi ve ayakta durmayı öğreteceğiz. Zamanla, özgür bir birey olarak kendi tercih ve görüşlerini oluşturmalarına fırsat tanıyacağız. Bizim sorumluluğumuz, onlara doğru değerleri kazandırmak ve kararlarını özgürce verebilecek bireyler olarak yetişmelerine destek olmaktır.
Bir yanıt yazın